Vizyonumuz
Lentisel olarak; vizyonumuz, yeni mucitlerle teknolojilerin keşfi ve geliştirilmesinde öncü olmak ve bu teknolojilere erişimini gençler için daha da kolaylaştırmaktır. AR-GE çalışmalarımız, geleceğin teknolojik ihtiyaçlarına cevap verecek çözümlerin geliştirilmesini hedeflemektedir. Teknolojiye ilgi duyan ve bu alanda kariyer yapmak isteyen genç mucitleri, çağdaş ve donanımlı bir şekilde yetiştirmek istiyoruz.
Misyonumuz
Dünyayı iyileştirmek için öncelikle birey olarak içsel bir dönüşüm geçirmemiz gerekiyor. Kendi davranışlarımızı, tutumlarımızı ve değerlerimizi gözden geçirerek daha iyi bir versiyon olmaya çalışmak, toplumun genel refahına ve adaletine katkı sağlar. Kişisel gelişim ve içsel dönüşüm, daha sonra toplumu etkileyecek ve daha sağlıklı, daha adil ve daha sürdürülebilir bir toplumun oluşmasına zemin hazırlayacaktır. Bu süreçte, evrensel etik kurallar ve değerler rehberimiz olmalıdır, çünkü bu değerler insanlığın tümünü kapsayarak herkes için adil ve saygılı bir dünya yaratmayı amaçlar.
Kadim topraklar, insanlık tarihinin derinliklerine uzanan, kültürel ve tarihsel mirası barındıran yerlerdir. Anadolu, bu kadim topraklardan biridir ve birçok medeniyetin izlerini taşır. Bu nedenle, değişimin köklerini bu topraklardan alarak başlatmanın önemi vurgulanıyor olabilir. Anadolu'nun zengin kültürel mirası, hoşgörü, adalet ve paylaşma gibi evrensel değerlerin kök saldığı bir yer olarak görülebilir. Bu değerlerin daha geniş bir çerçevede benimsenmesi ve yayılması, dünya üzerindeki toplumsal dönüşüm sürecini hızlandırabilir ve güçlendirebilir. Dolayısıyla, bu ifade, kadim bilgeliklerden ve Anadolu'nun tarihinden ilham alarak evrensel değerlerin yayılması ve insanlığın refahı için bir çıkış noktası olarak görülebilir.
Bu yaklaşım, doğanın önemini ve insanın doğayla olan uyumunu vurguluyor. Doğaya saygı göstermek ve onunla uyum içinde yaşamak, sürdürülebilir bir geleceğin temelini oluşturur. Doğadan ilham alarak çözümler geliştirmek, insanın doğayla olan organik bağını güçlendirir ve çevresel sorunlara daha duyarlı bir yaklaşımı teşvik eder. Aynı zamanda, insanın özüne saygı göstermek, herkesin değerli olduğunu kabul etmek anlamına gelir ve toplumsal ilişkilerde daha sağlam bir dayanak oluşturur. Kalbini ve yüzünü tabiata çevirmek, insanın iç huzurunu ve mutluluğunu artırabilir ve dolayısıyla toplumun genel refahına katkıda bulunabilir. Bu yaklaşım, hem bireylerin hem de toplumun daha sürdürülebilir ve anlamlı bir yaşam sürdürmesine yardımcı olabilir.
